Salı, Kasım 28, 2023
spot_img

Diyet kısıtlamasının bazı sonuçları: açlık ve yemek çeşitliliği

Diyet kısıtlamasının bazı sonuçları: açlık ve yemek çeşitliliği Diyet yapma ve kısttlanrnış veırıe, kültürel ve kişiselolarak kabul edilebilir ağrrlığa ulaşma eridişesi tarafından motive edilir. Diyet kısıtlaması kavramı, ağırlık kaybetrnck ya da düşük ağırlığı korumak için çoğu bireyin bilinçli olarak yiyecek alımını krsrlarnasıdır. RRS kullanılarak gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları, ilk olarak kısıtlamanın kırılgan olduğu ve kolayca disinhibe olabilebileceği, buna bağlı olarak yeme ve ağırlık kontrolünü zayıflatrna eğilimi gösterdiği, hatta bunun içkili yemek ve bulimia nervosa etyolojisinde doğrudan roloynamaya varabiieceği düşüncesine götürmüştür (Wardle ve Beinart, 1981; Polivy ve Herrnan, 1985).
Diyet kısıtlamasının bazı sonuçları: açlık ve yemek çeşitliliği
Ancak günümüzde, TEFQ ve DBEQ ile ölçülen kısıtlanmış yernenin, sıklıkla başarısız diyet kontrolü ile ilişkili olduğu bilinmektedir. RRS temelolarak, disinhibe yeme ve ağırlık dalgalanması da dahilolmak üzere başarısız kısırlama ve diyeti tanımlamakta ve öngörmektedir. Başarılıya karşı başarısız diyet kontrolünün öngörülebilnıesinin olası açıklamalarından biri, bu sonuçların kendini idame ettiren belirli yeme davranışı paternlerine bağlı olmasıdır. Bu açıdan önemli olan bir gözlem, açlığın, başarılı ağırlık baskılayıcılarında azalma eğilimi göstermesi, ancak çok değişken yeme paremi olan bireylerde artmasıdır. İki uç ‘diyet kısıtlarnası’ tarzı olan, bir grup kısıtlayıcı anoreksik hastada katı ve acımasız olarak tanımlanan diyet ile bir grup bulirnik hastada örneklenen değişken diyetin fonksiyonu olarak, tükürük yanıtlarını araştıran bir çalışmanın sonuçları da bunu göstermiştir (LeGoH ve ar k., 1988). Yaşa göre eşlerimiş kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, yiyecek kokusuna karşı beklenen salivasyonun bulimiklerde abartılı, anoreksikler de azalmış olduğu görülmüştür. Anoreksikler.Ie ayrıca daha düşük açlık düzevleri bildirilmiştir.

LeGoff ve ark. (1988) bu farklı iştah yanırlarının, kısıtlanmış anoreksik ve bulimik hastaların edindiği farklı yeme paternlerinin doğrudan bir sonucu olduğunu düşünmüşlerdir. Acımasız anoreksik tarzda diyet kısıtlaması ile ilişkili olan beklenen salivasyon ve açlığın azalmasının açıklaması, bu koşullu yanıtların, yiyecekle ilişkili uyaranıarın varlığında, tipik olarak çok az şey tüketilmesi ya da hiçbir şey tüketilmemesi nedeniyle ortadan kalkmasıdır. (Herman ve ark. 1988; LeGoff ve ark., ‘1988). Bu, az beslenmeye bağlı düşük ağırlıklarına karşın, bu kişilerde iştah için yiyecek varlığının göreceli zayıf (uyarıcı) etkisinin olduğunu düşündürmektedir.

Bu nedenle paradoksalolarak, diyet kısıtlamasına devam ettikleri sürece, artmış iştahtan çok azalmış iştah tecrübesini yaşarlar ve bu durum dış uyaranlar ile koşullandırılmış yemenin, iştah regülasyonunda majör roloynadığına ilişkin daha önceden belirlenmiş kanıtlar ile uyumludur.

Popüler İlgili Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisement -spot_img

Güncel İlgili Yazılar